Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KADININ KÜRTAJI KOCANIN İZNİNE BAĞLI?!

Kadına yönelik şiddet farklı şekillerde ve doğurduğu farklı sonuçlarla karşımıza çıkıyor. Eşi tarafından şiddet gören kadın hamile olabiliyor. Şiddet mağduru kadın bu hamileliği istemiyorsa, gebelik 10. haftasına kadar eşin de rızası ile sonlandırabiliyor. Peki, ya eşi rıza göstermiyorsa ne olacak?? Kadın boşanmak üzere olduğu eşinden olan ve üstelik istemediği bir çoçuğu dünyaya getirmek zorunda mı kalacak? Düşünün ki evlisiniz ve aynı zamanda hamilesiniz. Eşinizden şiddet görüyorsunuz. Boşanmaya karar verdiniz. Ancak, hem artık bu adamın çocuğunu dünyaya getirmek istemiyorsunuz hem de zaten çocuğun böyle bir babayla mutsuz olacağını düşünüyorsunuz. Ne yapardınız? Aklınıza gelen ilk kelime : Kürtaj! Peki, bakalım bu süreç Türkiye’de nasıl işliyor. Ocak 2002 tarihinde büyük ölçüde eşitlikçi 4721 sayılı TMK (Türk Medeni Kanunu) yürürlüğe girdi. Bununla birlikte yeni Türk Ceza Kanununda (TCK) da kadın aleyhine olan düzenlemeler büyük ölçüde ortadan kaldırıldı. Yeni TCK’da kürtaj ko

KADINLARIN SUÇU NE?..

Son zamanlarda kadınların “erkek şiddeti ve medya”ya dair en çok konuştukları konu: Tecavüz! Bir dizi ile başlayan tartışmalar şişme bebek konusuna kadar dayandı. Toplum olarak zaten yaralarımız derinken ve hala kanıyorken medyanın hasta bakış açısı da olaya daha da derin bir darbe indirdi. Fatmagül’ün Suçu Ne?” dizisi ve korkunç bir tacavüz ülkenin gündemine bomba gibi düştü. Ancak gündem olan konu bu tecavüzün iğrençliğinden ve insanlık dışılığından çok, erkeklerin tecavüz edilen kadına karşı cinsel bir meta olarak bakmaları oldu. Medya da hemen kolları sıvadı ve bu amaca yönelik inanılmaz başlıklarla destek verdi. İşte o başlıklardan bir kaçı: “Beren’den tecavüz sahnesi!”, “Hangisi daha iyi tecavüze uğradı: Beren mi, Hülya mı?”, “İster koynuna al yat, ister tecavüz et!”... Kulaklarımıza, gözlerimize ama en çok yüreğimize inanamadık. Bunları konuşan, bu korkunç olayla dalga geçen ve daha da ileri giderek bir tecavüzü fanteziye dönüştüren bir toplum muyduk gerçekten?.. Ülkemiz