Ana içeriğe atla

GENÇ KIZ ÜRÜN KATALOĞU (!)


Anne babalar kızlarını elleriyle “artist” yapıyor!

Televizyon ve sinema dünyasının genç kızlar üzerindeki dayanılmaz etkisini bilmeyenimiz yoktur. Vakti zamanında üzerine filmler çekilen bu konuyu geçtiğimiz günlerde yaşadığımız bir olayla tekrar hatırladık. “Sahte BBG evine 9 kız kapattılar” başlığı ile çıkan haberlerin aslını öğrenince meselenin daha da acı olduğunu gördük.


Geçtiğimiz günlerde, Biri Bizi Gözetliyor (BBG) yarışmasında oynatılmak bahanesiyle lüks bir villada alıkonduğu öne sürülen 9 genç kızın bulunduğu eve Jandarma operasyon düzenlemişti. Kameralarla her noktasının sürekli izlendiği ileri sürülen evde bulunan 9 genç kız, Türkiye'nin çeşitli yerlerinden gelmişlerdi. İki büyük televizyon kanalında BBG evi programında oynamak için yapımcı şirketle anlaşan kızlar, daha sonra yapımcı şirket tarafından kandırıldıklarını, kaçmamaları için 50 bin TL’lik senetlere imza attırıldıklarını ve yaklaşık 2 aydır lüks bir evde alıkonduklarını ailelerine haber verdiler. Aileler de durumu güvenlik güçlerine bildirmişler ve BBG evine bir baskın düzenlenmişti.

“BBG formatında çekilen programın yarışmacısı olduklarına inandırılarak Beykoz Riva’daki villada 2 ay tutulan ve özel görüntüleri internette para ve kontör karşılığında satılan 9 kız, jandarmanın yaptığı baskında kurtarıldı” diyordu haberlerde. Ancak şu bahsedilen siteye girip bakınca ve yarışmacı kızların sonradan söyledikleriyle anlaşıldı ki bu yarışma da diğer yarışmalardan biriydi. Ve herkesin her şeyden haberi vardı. Üstelik gerekli izin ve imzalar alınmıştı. Ancak atlanan nokta yarışmanın ulusal bir kanalda değil, internette yayınlanacağıydı. Yarışmacı kızlar görüntülerinin tüm ülkede ulusal yayın yapan bir kanaldan izlendiğini sanıyorlardı. Ancak görüntüleri bir internet sitesinde yayınlanıyordu.

PEMBE HAYALLER SUYA DÜŞTÜ!
BBG evinden çıkan kızlar, “Umutla bu evden çıkmayı hayal ederken farklı bir şekilde çıktık bu evden” demişlerdi. Yarışmaya girerken herkes tarafından tanınmayı, ulusal TV’lerde spikerlik, programcılık, dizi film oyunculuğu, sunuculuk gibi aktivitelerde bulunmayı hayal eden yaşları 16 ile 25 arasında değişen 9 kız, 24 saat boyunca 16 kamera tarafından izlendi.

Ancak kolay yoldan ve sadece fiziksel özellikleri ile ünlü olmayı akıllarına koymuş bu kızlar ve aileleri hüsrana uğradılar.

İşin gerçekten düşündüren yanı ise kızların sadece bir yarışma ile hayatlarını kurtaracaklarına inanmaları. Mağdur kızların şu sözlerini dönüp dönüp düşünmek gerekir: “Türkiye çapında ciddi bir patlama yapmayı hayal ediyorduk, ciddi anlamda patladık. Böyle olacağını bilseydik gelmezdik. Hepimiz bunun sonucunda iyi yerlere gelmeyi bekliyorduk ama olmadı, her şey lafta kaldı.”

Kendilerini adeta bir ürün kataloğuna dahil etmekten çekinmeyen bu genç kızların, yarın ünlü olmak için daha büyük hatalar yapmayacaklarının garantisi de yok! Sorunun anne babalarda mı, yoksa gençleri egemenliğine almış popüler kültürde ve “ikoncan”ların pembe düşlerle süslü haberlerinde mi olduğuna gelin biraz da siz kafa yorun...

"BAŞIMIZI DEVEKUŞU GİBİ KUMA GÖMMEMELİYİZ!"
Çocuk-Genç ve Erişkin Psikiyatristi Prof. Dr. Bengi Semerci:
"Her gün, hiçbir özelliği olmayan, emek sarf etmeyen, eğitimsiz birçok kişinin ünlü olduğunu ve bu ünün yazılı basında nasıl süslendiğini görüyorlar. Bu nedenle, bu tür olayları sadece o kişinin ya da ailesinin sorununa bağlayarak, kendimizi temize çıkarmamız; devekuşu gibi başımızı kuma gömmemiz gibidir. Sorunları basite indirgemek, eleştirilen çocukların yaptığı gibi emek harcamadan bir şeye ulaşmaya çalışmaktır"

Yasemin Yılmaz 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MUTLU VE BAŞARILI BİR OKUL HAYATI MÜMKÜN

14 yıldır devlet okulları ve özel okullarda, eğitim sisteminin müfredat çıkmazına kendini kaptırmadan yepyeni çözümler getirebilmiş cesur bir eğitimci Filiz Yıldırım... Farklı ve “verimli” bir eğitim sistemi oluşturan ve bunu sadece okul öğretimine değil hayatın kendisine uyarlayan bir ekol adeta... Kendisi ile eğitim sistemini ve anne-babaların çocuklarına nasıl yaklaşması gerektiğini konuştuk. - Uzun yıllar devlet lisesi, özel okul ve dershane gibi çeşitli eğitim kurumlarında eğitimcilik yaptınız. Bu süreçte, eğitim sisteminde ve kullanılan yöntemlerde ne gibi eksik ve yanlışlara tanık oldunuz? Belli cümleler var. Ezber cümleler... Onların üzerinden gideyim. Birincisi ve en büyük yanlış: “Her çocuk aynı şekilde öğrenir!” Yani öğretmen; “Zeki çocuk vardır, zekası geri çocuk vardır. Bir öğretmen dersi işler, konuyu kendi yöntemleri ile anlatır. Zeki olan anlar ve sınavdan 100 alır ama diğer öğrenci kadar zeki olmayanlar düşük puan alır. Düşük not alanların daha çok çalışması lazım”

ÇOCUĞUNUZA MATEMATİĞİ SEVDİRİN

Matematik sadece çocukların değil, biz yetişkinlerin de çoğunun sevemediği ya da zor bulduğu bir kavram. Okul yaşamında da en çok sıkıntı yaratan derslerin başında geliyor. Bu önemli ama bir o kadar zor konuya çocuğunuzu okul öncesi hatta bebeklik döneminden itibaren hazırlamanız ve matematiği sevmesinde pay sahibi olmanız mümkün. Okul öncesi dönemde matematik kavramının nasıl geliştiğini, alıştırma ve oyunları ve kaynak olarak kullanabiliceğiniz kitapları bu yazıda bulabilirsiniz. OKUL ÖNCESİ ÇOCUĞU VE MATEMATİK Çocuğun matematik kavramını nasıl algıladığı, matematik kavramının ne zamandan itibaren öğrenilmeye başladığı ve matematik zekâsının gelişimi için sağlanabilecek destekler hakkında bilgileri Gazi Üniversitesi, Mesleki Eğitim Fakültesi, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Anahilim Dalı’ndan Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı Neslihan Avcı ve Hale Dere veriyor.. Matematikle tanışma doğumla başlamaktadır. Bebeklikte nesne devamlılığının kazanılmaya ve basit düzeyde neden-sonuç ilişkiler

ANNE OĞUL İLİŞKİSİNİ DENGELEMEK ÖNEMLİ

Annesinin eşinden ve kayınvalidesinden yakınmalarını çoğu kadın yıllar boyu dinlemiş, hatta dinlemekle kalmamış gözlemiştir. Sonra, kendisi evlenip çoluk çocuğa karışınca, çoğu kez bu yakınmalar daha doğrusu erkek egemen kültürün öğrettikleri, dayatmaları, ilkellikleri kendi hayatlarımızda gerçek olmuştur. Yani çoğumuz kocamızın ve kayınvalidemizin kadını ezen, kadını ikinci cins gören davranışlarına maruz kalmaktayız. Peki, bu kısır döngüyü kırmanın sadece ve de sadece sizin elinizde olduğunu biliyor musunuz? Bir kadın ve bir anne olarak “kraldan kralcı olmanın” lüzumu yok! Gelin erkek ve kız çocuklarımızı önce insan olarak yetiştirelim, erkek çocuklara “Sen kızdan üstünsün” demeyelim, davranışlarımızla... Ya da kız çocuğumuza ”Sen erkek kardeşinden aşağısın" demeyelim davranışlarımızla... Bizim gelinlerimiz eşlerinden ve kayınvalidelerinden sadece mutluluk ve özgürlük tadar olsunlar. Bunun için de de erkek çocuğunuza da tıpkı kız çocuğunuza rahatlıkla söylediğiniz gibi, “Hadi