Ana içeriğe atla

TÜRKİYE’DE BİR İLK!



İşte, töre ve namus cinayeti tehdidi altında olan, aile içi cinsel istismara uğrayan ve şiddet gören 18 yaşını doldurmuş genç kızların himaye edilmesi ve meslek sahibi olmalarına yardımcı olmak ve kendi başlarına yaşamlarını sürdürebilecek yetkinliğe kavuşmaları için çalışmalar yapan Genç Kız Sığınma Evi, “Yarının, başarılı iş kadınları olabilecek bu genç kızlarımıza, gelin hep birlikte sahip çıkalım” sloganıyla çalışıyor.


Toplum vicdanını zedeleyebilecek hiçbir duruma ve spekülasyona izin verilmeden, sağlıklı bireyler olarak yaşama hazırlanmaları ve bunun için her türlü alt yapının oluşturulması birinci amaç...

Genç Kız Sığınma Evi, Türkiye’de bu konuda bir ilk! Proje koordinatörlüğünü, daha önce de kadın hareketlerindeki çalışmalarıyla tanıdığımız Uğur İlhan yapıyor. “Bakırköy Kadın Kültür Evi “ ve “Bakırköy Kadın Sığınma Evi” kurucularından olan İlhan, Türkiye’nin ilk kadın hakları danışmanı…

PROJENİN KAPSAMI
Genç Kız Sığınma Evi’nin 18 yaş altındaki, sahipsiz genç kızları kapsama alamama nedeni ise, yasaların buna izin vermemesi! Yetiştirme Yurdu’nda yetişmiş ve kalma süresi biten, kendi isteği veya kurumun uygun görmemesi halinde ayrılan genç kızları sahiplenme, barındırma, eğitimine devam edenlerin eğitimlerini tamamlamasını sağlama, meslek edindirme ve toplumda birey olarak yaşamlarını kurabilmeleri için gerekli alt yapıyı oluşturmak ise Sığınma Evi’nin en büyük hedefi…

7 NİSAN’DA ONLARI DİNLEDİK!
Çalışmalarına şimdilik bir avuç gönüllüyle devam eden Genç Kız Sığınma Evleri’nin 7 Nisan’daki toplantısında; yardım ettikleri ve etmeye çalıştıkları genç kızların hikayelerini onların ağızlarından dinleme fırsatı bulduk.

Örneğin; genç kızlardan biri eşi ve çocuğuyla oradaydı! Artık bir anneydi ve hayatını anlatırken gözlerinde acı yerine umut vardı. Kendisi gibi yetiştirme yurtlarında kalmış eşi ve onun yaşadıkları bugün aynı kaderi paylaşan birçok gencin sorunu…

Devlet yurtlarında yaşanan sorunlar, sorunlu aileler, aile içi şiddet ve ensest… Daha uzun bir liste bu genç kızları burada Genç Kız Sığınma Evi’nde buluşturmuş.

Şimdilik sadece kalacak yer ve iş ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar. Bu bile çoğu zaman kendi kazançlarıyla olduğu için zor! Birçok belediye ve kurumdan sözler alınmış ama henüz hiçbiri gerçekleşmemiş. Buna rağmen her gün katılımcıları artıyor ve daha fazla kızın yardımına koşuluyor. Tek beklentileri var: Yaşama sımsıkı sarılmış gençler görmek ve onlara bu konuda gerekli desteği vermek.

“YENİ BİR HAYAT KURDUM”
Genç Kız Sığınma Evi’nde yaşayan kızların kendilerine göre bir çok hikayeleri var! Hepsinin yaşamı çoğumuz için çok zor dediğimiz olaylarla dolu! İşte bunlardan sadece biri…

“19 yaşındayım. Annemi 7 yaşında kaybettim ve babamı da. Babam ölmedi ama, annem öldükten sonra bizim aramızdaki bağ tamamen koptu. Gerek onun hataları, gerekse benim hatalarım ve nefretim…

Beni babaannem ve dedem büyüttü. Çok kendine güvenen, korkusuz, deli dolu bir çocuktum. Hiçbir şeyin farkında değildim. Ama büyüdükçe gerçeklerle yüzleşmeye başladım. Hep içimde bir aile arayışı oldu ve evlendim. Eşim, arkamda beni sahiplenen birileri olmadığı, beni yalnız ve çaresiz gördüğü için, zamanla yaklaşımını aşırı derecede değiştirdi. Beni dövmeye, aşağılamaya, aldatmaya ve bana karşı cinsel ilişkide şiddet kullanmaya başladı. Ameliyat olmuştum, hastaydım. O haldeyken, eski sevgilisini eve getirdi. Onunla aynı odada kaldı. Ben yalnızdım. Onlara yemek bile hazırladım. Yani, açıkçası o kadar çirkin şeylere maruz kaldım ki, bunları sözlerle ifade edemem.

KAYBETTİĞİM GÜVENİMİ YENİDEN KAZANIYORUM!
Kendime olan özgüvenimi tamamen kaybetmiştim. Hayattaki en değerli varlıklarımdan biri olanarkadaşıma bir gün telefon açıp, olanları anlatım. Bana kendimi hatırlattı. Eşimi terk ettim. Arkadaşlarımın maddi ve manevi desteği ile başka bir şehre yerleştim. Gün geldi su alacak para bile bulamadım. Şimdi çalışıyorum. Kalacak bir yerim, ay sonunda belirli bir maaşım ve sosyal hayatım var. Sağlığıma da hızla kavuşuyorum.

Söyleyebileceğim, sadece bir şey var: Ne olursa olsun, inancını, umudunu kaybetme! İstedikten sonra yapamayacağın bir şey yok. Her şey zamanla geçiyor. Her gün yeni bir güne uyanıyoruz. Kimse bunları hak etmiyor.

Geriye her baktığımda, gözyaşlarımı engelliyemiyorum ama dün dünde kaldı ve yeni bir hayat kurdum kendime. Yarım kalan okuluma devam edeceğim. İçimdeki yaraları saracağım ve benim kadar şanslı olmayanlara yardım edeceğim. Artık tek istediğim, huzur ve ideallerimi gerçekleştirmek.Geriye dönüp bakmak, sadece yaralarımı tazeliyor...”

Banka Hesap Numarası
Garanti Bankası Ahemediye / Üsküdar Şubesi
Şube Kodu: 740
YTL: 6299893
EUR €: 9085031
USD $: 9085032

Ayrıntılı bilgi için:
www.genckizsiginmaevi.org
(0 212) 241 04 06
(0 212) 241 04 07
(0 532) 241 35 04

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MUTLU VE BAŞARILI BİR OKUL HAYATI MÜMKÜN

14 yıldır devlet okulları ve özel okullarda, eğitim sisteminin müfredat çıkmazına kendini kaptırmadan yepyeni çözümler getirebilmiş cesur bir eğitimci Filiz Yıldırım... Farklı ve “verimli” bir eğitim sistemi oluşturan ve bunu sadece okul öğretimine değil hayatın kendisine uyarlayan bir ekol adeta... Kendisi ile eğitim sistemini ve anne-babaların çocuklarına nasıl yaklaşması gerektiğini konuştuk. - Uzun yıllar devlet lisesi, özel okul ve dershane gibi çeşitli eğitim kurumlarında eğitimcilik yaptınız. Bu süreçte, eğitim sisteminde ve kullanılan yöntemlerde ne gibi eksik ve yanlışlara tanık oldunuz? Belli cümleler var. Ezber cümleler... Onların üzerinden gideyim. Birincisi ve en büyük yanlış: “Her çocuk aynı şekilde öğrenir!” Yani öğretmen; “Zeki çocuk vardır, zekası geri çocuk vardır. Bir öğretmen dersi işler, konuyu kendi yöntemleri ile anlatır. Zeki olan anlar ve sınavdan 100 alır ama diğer öğrenci kadar zeki olmayanlar düşük puan alır. Düşük not alanların daha çok çalışması lazım”...

ANNE OĞUL İLİŞKİSİNİ DENGELEMEK ÖNEMLİ

Annesinin eşinden ve kayınvalidesinden yakınmalarını çoğu kadın yıllar boyu dinlemiş, hatta dinlemekle kalmamış gözlemiştir. Sonra, kendisi evlenip çoluk çocuğa karışınca, çoğu kez bu yakınmalar daha doğrusu erkek egemen kültürün öğrettikleri, dayatmaları, ilkellikleri kendi hayatlarımızda gerçek olmuştur. Yani çoğumuz kocamızın ve kayınvalidemizin kadını ezen, kadını ikinci cins gören davranışlarına maruz kalmaktayız. Peki, bu kısır döngüyü kırmanın sadece ve de sadece sizin elinizde olduğunu biliyor musunuz? Bir kadın ve bir anne olarak “kraldan kralcı olmanın” lüzumu yok! Gelin erkek ve kız çocuklarımızı önce insan olarak yetiştirelim, erkek çocuklara “Sen kızdan üstünsün” demeyelim, davranışlarımızla... Ya da kız çocuğumuza ”Sen erkek kardeşinden aşağısın" demeyelim davranışlarımızla... Bizim gelinlerimiz eşlerinden ve kayınvalidelerinden sadece mutluluk ve özgürlük tadar olsunlar. Bunun için de de erkek çocuğunuza da tıpkı kız çocuğunuza rahatlıkla söylediğiniz gibi, “Hadi ...

ÇOCUĞUNUZA MATEMATİĞİ SEVDİRİN

Matematik sadece çocukların değil, biz yetişkinlerin de çoğunun sevemediği ya da zor bulduğu bir kavram. Okul yaşamında da en çok sıkıntı yaratan derslerin başında geliyor. Bu önemli ama bir o kadar zor konuya çocuğunuzu okul öncesi hatta bebeklik döneminden itibaren hazırlamanız ve matematiği sevmesinde pay sahibi olmanız mümkün. Okul öncesi dönemde matematik kavramının nasıl geliştiğini, alıştırma ve oyunları ve kaynak olarak kullanabiliceğiniz kitapları bu yazıda bulabilirsiniz. OKUL ÖNCESİ ÇOCUĞU VE MATEMATİK Çocuğun matematik kavramını nasıl algıladığı, matematik kavramının ne zamandan itibaren öğrenilmeye başladığı ve matematik zekâsının gelişimi için sağlanabilecek destekler hakkında bilgileri Gazi Üniversitesi, Mesleki Eğitim Fakültesi, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Anahilim Dalı’ndan Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı Neslihan Avcı ve Hale Dere veriyor.. Matematikle tanışma doğumla başlamaktadır. Bebeklikte nesne devamlılığının kazanılmaya ve basit düzeyde neden-sonuç ilişkiler...