Ana içeriğe atla

KADINLARIN SUÇU NE?..


Son zamanlarda kadınların “erkek şiddeti ve medya”ya dair en çok konuştukları konu: Tecavüz! Bir dizi ile başlayan tartışmalar şişme bebek konusuna kadar dayandı. Toplum olarak zaten yaralarımız derinken ve hala kanıyorken medyanın hasta bakış açısı da olaya daha da derin bir darbe indirdi.

Fatmagül’ün Suçu Ne?” dizisi ve korkunç bir tacavüz ülkenin gündemine bomba gibi düştü. Ancak gündem olan konu bu tecavüzün iğrençliğinden ve insanlık dışılığından çok, erkeklerin tecavüz edilen kadına karşı cinsel bir meta olarak bakmaları oldu. Medya da hemen kolları sıvadı ve bu amaca yönelik inanılmaz başlıklarla destek verdi. İşte o başlıklardan bir kaçı: “Beren’den tecavüz sahnesi!”, “Hangisi daha iyi tecavüze uğradı: Beren mi, Hülya mı?”, “İster koynuna al yat, ister tecavüz et!”...

Kulaklarımıza, gözlerimize ama en çok yüreğimize inanamadık. Bunları konuşan, bu korkunç olayla dalga geçen ve daha da ileri giderek bir tecavüzü fanteziye dönüştüren bir toplum muyduk gerçekten?..

Ülkemizin cinsel açlığı yaşanan çocuk tacizleri ve tecavüzleriyle de gözönündeydi ancak bir dizi kahramanının yaşadığı tecavüz ancak bu denli yontulup, yamultulup seks objesine dönüştürülebilirdi. Buna yatkın mıydık, yoksa bu bakış açısı medyanın dayatmalarından biri mi olmuştu?

Belki de sorun bu dizeye daha hiç hazır olmamamızdır. Belki de sorun bu konunun farklı bir popüler kültüre hizmet etmesiydi... Sebebi ne olursa olsun medyanın her geçen gün tecavüzü meşrulaştırma hatta olağanlaştırma durumu ülkemiz kadınının zaten varolan sorunlarına daha da büyüklerini ekliyor.

“BUNDA GÜLÜNECEK NE VAR?”
Geçtiğimiz günlerde Habertürk kanalında yayınlanan bir programda da bu konu yine normalleştirildi hatta bir komedi unsuruna dönüştürüldü. Ali Poyrazoğlu'nun sunduğu "Gölgede Muhabbet" adlı programda tecavüz sahneleri komedi unsuru olarak kullanıldı. Üstelik izleyicilerin hepsi bu duruma kahkalarla güldü. İstanbul Feminist Kolektif ve Biz Erkek Değiliz İnisiyatifi, Habertürk televizyonu önünde, medyanın tecavüzü normalleştiren, komedi unsuruna dönüştüren ve pornografik malzeme olarak sunan yayınlarına tepki gösterdi.

Habertürk televizyonu önünde "Bunda gülünecek ne var?" yazılı pankart açan BEDİ üyeleri ise, Ali Poyrazoğlu'nun "Gölgede Muhabbet" adlı programında, "saha, takım, gol, kale, skor" gibi futbol kavramlarını kullanarak tecavüz olayını betimlediğini hatırlattı.

İnisiyatif adına Çağatay Apaydın, "Eğlence adına yapılan şey, tecavüzü normalleştiren ve meşrulaştıran bir gösteriydi. Skeci yapanlar, yer verenler ve alkışlayanlar, cinsel şiddeti, futbol stadyumlarında kanıksamış olan bir çeşit erkek taşkınlığına eşitlemiş oldular" diye konuştu.

Apaydın, ölümle, fiziki ve ruhsal ağır travmalarla sonuçlanan tecavüzü, "Biz erkeklerin doğası böyledir" diyerek hoş göremeyeceklerini ifade etti, "Bunda gülünecek ne var?" diye sordu.

“BİR GÜZELLİK DE BİZE YAPSANA”
Ve olayın baş kahramanı Beren Saat. Rol kahramanı ile aktörü her zaman karıştırmaya müsait bir toplumuz malum. Kötü karakterde oynayanların dövüldüğü, dizideki rolü ile yıllarca sevilen bir kişi olmanın işten bile olmadığı bir toplumuz... İşte sözkonusu dizinin başrolü Fatmagül karakterine hayat veren Beren Saat de medyanın seksi aktrist şişirmeleri ve imajı ile bambaşka bir statüde yer alıyor. Artık onun oynadığı her karakter bir fantaziye hizmet edebilir...

Son olarak Beyoğlu’na kız arkadaşıyla eğlenmeye giden Beren Saat’i alkollü bir grup genç “Bir güzellik de bize yapsana”, “Beren şu bizim arkadaşa yardımcı ol” sözleriyle taciz etti.

VE TÜRKEYE’NİN TECAVÜZ GERÇEKLERİ...
- Her gün ayrı dizi için saatini kuran bir toplumda medyanın gücü tartışılmazken. Bu konuda en büyük bilinci medyanın yaratması beklenirken, medya üstüne düşeni yapmak yerine “pornografi”nin para ettiği fikrinden hareketle her şeyi ajite etmekten çekinmiyor.
- Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi geçtiğimiz hafta iki tecavüz sanığını Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek rapor gecikeceği gerekçesiyle tahliye etti.
- Tecavüz olaylarında hala üniversite hastanelerinin bilirkişi statüsü kabul edilmedi. Yargıtay'ın üniversite hastanelerinin raporlarını geçerli saymıyor.
- Adalet Bakanlığı travma tespiti için bir yıl beklemek gerektiğini açıkladı.
- Geçtiğimiz yıl ve daha önceki yıllarda özellikle küçük kız çocuklarına yapılan tecavüzlerin yargı süreçleri hala tamamlanmadı. Hatta birçoğu muğlak...
- Ülkemizde hala tecavüzcüsü ile evlendirilmek kadının yaşaması için tek şart olarak görülüyor ve bu eylemin tek suçlusu kadınmış gibi gösteriliyor...

Yasemin Yılmaz 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MUTLU VE BAŞARILI BİR OKUL HAYATI MÜMKÜN

14 yıldır devlet okulları ve özel okullarda, eğitim sisteminin müfredat çıkmazına kendini kaptırmadan yepyeni çözümler getirebilmiş cesur bir eğitimci Filiz Yıldırım... Farklı ve “verimli” bir eğitim sistemi oluşturan ve bunu sadece okul öğretimine değil hayatın kendisine uyarlayan bir ekol adeta... Kendisi ile eğitim sistemini ve anne-babaların çocuklarına nasıl yaklaşması gerektiğini konuştuk. - Uzun yıllar devlet lisesi, özel okul ve dershane gibi çeşitli eğitim kurumlarında eğitimcilik yaptınız. Bu süreçte, eğitim sisteminde ve kullanılan yöntemlerde ne gibi eksik ve yanlışlara tanık oldunuz? Belli cümleler var. Ezber cümleler... Onların üzerinden gideyim. Birincisi ve en büyük yanlış: “Her çocuk aynı şekilde öğrenir!” Yani öğretmen; “Zeki çocuk vardır, zekası geri çocuk vardır. Bir öğretmen dersi işler, konuyu kendi yöntemleri ile anlatır. Zeki olan anlar ve sınavdan 100 alır ama diğer öğrenci kadar zeki olmayanlar düşük puan alır. Düşük not alanların daha çok çalışması lazım”...

ANNE OĞUL İLİŞKİSİNİ DENGELEMEK ÖNEMLİ

Annesinin eşinden ve kayınvalidesinden yakınmalarını çoğu kadın yıllar boyu dinlemiş, hatta dinlemekle kalmamış gözlemiştir. Sonra, kendisi evlenip çoluk çocuğa karışınca, çoğu kez bu yakınmalar daha doğrusu erkek egemen kültürün öğrettikleri, dayatmaları, ilkellikleri kendi hayatlarımızda gerçek olmuştur. Yani çoğumuz kocamızın ve kayınvalidemizin kadını ezen, kadını ikinci cins gören davranışlarına maruz kalmaktayız. Peki, bu kısır döngüyü kırmanın sadece ve de sadece sizin elinizde olduğunu biliyor musunuz? Bir kadın ve bir anne olarak “kraldan kralcı olmanın” lüzumu yok! Gelin erkek ve kız çocuklarımızı önce insan olarak yetiştirelim, erkek çocuklara “Sen kızdan üstünsün” demeyelim, davranışlarımızla... Ya da kız çocuğumuza ”Sen erkek kardeşinden aşağısın" demeyelim davranışlarımızla... Bizim gelinlerimiz eşlerinden ve kayınvalidelerinden sadece mutluluk ve özgürlük tadar olsunlar. Bunun için de de erkek çocuğunuza da tıpkı kız çocuğunuza rahatlıkla söylediğiniz gibi, “Hadi ...

ÇOCUĞUNUZA MATEMATİĞİ SEVDİRİN

Matematik sadece çocukların değil, biz yetişkinlerin de çoğunun sevemediği ya da zor bulduğu bir kavram. Okul yaşamında da en çok sıkıntı yaratan derslerin başında geliyor. Bu önemli ama bir o kadar zor konuya çocuğunuzu okul öncesi hatta bebeklik döneminden itibaren hazırlamanız ve matematiği sevmesinde pay sahibi olmanız mümkün. Okul öncesi dönemde matematik kavramının nasıl geliştiğini, alıştırma ve oyunları ve kaynak olarak kullanabiliceğiniz kitapları bu yazıda bulabilirsiniz. OKUL ÖNCESİ ÇOCUĞU VE MATEMATİK Çocuğun matematik kavramını nasıl algıladığı, matematik kavramının ne zamandan itibaren öğrenilmeye başladığı ve matematik zekâsının gelişimi için sağlanabilecek destekler hakkında bilgileri Gazi Üniversitesi, Mesleki Eğitim Fakültesi, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Anahilim Dalı’ndan Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı Neslihan Avcı ve Hale Dere veriyor.. Matematikle tanışma doğumla başlamaktadır. Bebeklikte nesne devamlılığının kazanılmaya ve basit düzeyde neden-sonuç ilişkiler...