Ana içeriğe atla

EMZİREN ANNENİN HASTALIKLA İMTİHANI

Lohusalık döneminde hem Yaren hem de ben çokça hastalandık. Ama hastalıklardan emzirdiğim için çok daha kolay kurtulduk. Bebeğin bakımı, ev işleri, stres faktörleri derken sarsılan annenin ağır hastalık zamanlarında emzirmesinin mümkün olamayacağına dair bazı hurafeler de doldu zaman zaman kulağıma. Gribin bebeğe geçer, emzirirsen bünyen zayıf düşer vb. parlak fikirler emzirmeye gönüllü olan yüreciğime dokundu zaman zaman. Anneyi bir an önce emzirme hayatından çekip kurtarmayı amaç edinmiş aile büyükleri ve yakın çevreye karşı motive edecek bir yazı hazırlamak şart oldu artık.

Bebeğini emzirmek isteyen her anne emzirebilir. Çok nadir görülen fiziki sorunlar dışında bu mümkün. O kadar ki HIV virusu taşıyan annelerin bile bebeklerini emzirmelerinde bir sakınca olmadığını gösteren araştırmalar var ortada. Yani emziren annenin bebeğini memeden kesmesini gerektirecek ya da emzirmeye dönemsel bir ara vermesine neden olacak enfeksiyon ve ilaç kullanımı sayıyla gösterilecek kadar az.

Antibiyotikler bu dönemde en korkulan ilaçlar sıralamasında ilk sıralarda yer alıyor. Ancak gerekli hallerde anne sütüne geçmesi en aza indirilmiş ve bu dönemde kullanımı güvenli seviyelere çekilmiş antibiyotikler var. Önerilen ve en doğru olanı doktorunuzla emzirme döneminde olduğunuzu hatırlatarak konuşmak. Kusma ve ishaller de genellikle sıvı kaybı konusunda anneyi zor durumda bırakabilir. Öncelikle kusmanın önemli bir bulgu olduğunu gözardı etmeden giderilmesi için gerekli sağlık kurumuna başvurmak daha ciddi tabloları önlüyor. Tecrübeyle sabit bir konu ise bu konuda geçer deyip evde beklemek en çok anneyi zorluyor.


Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Demet Matben, pek çok kadına basit rahatsızlıklar yüzünden, hatalı bir yaklaşımla bebeklerini emzirmeyi kesmeleri tavsiye edildiğini belirterek şu bilgileri veriyor: 
"Bir annenin ilaç kullanmakta olduğunu var sayalım. Bu durumda emzirmeye devam ya da kesme kararı verirken, ilacın süt yoluyla bebeğe geçip ona verebileceği zarardan daha fazlasını düşünmek gerekiyor. Özellikle de emzirmeyi kesmenin beraberinde getireceği riskleri göze alıp alamayacağınızı çok iyi tartmalısınız. Anne sütüne geçen az miktarda ilaç, emzirmeyi formül mamadan daha mı zararlı kılıyor? Sorunun cevabı ise basit: Çok istisnai durumlar haricinde kesinlikle hayır. Sütte bir miktar ilaç da olsa emzirmek her zaman için daha güvenlidir. Kısa bir süreliğine de olsa emzirmeye ara vermenin, bebeğin meme emmeyi kalıcı olarak bırakmasına sebep olabileceğini unutmayın. Ayrıca bazı bebeklerin biberonu tamamen reddetmesi olasılığını da göz önünde bulundurmalısınız. Yani kısacası hastalık durumlarında emzirmeyi kesme tavsiyesi sadece yanlış değil, aynı zamanda uygulanması da zordur. Tüm bunlara ek olarak, emzirmediği süreçte bir anneye sütünü sağmasını tavsiye etmek kolaydır ama sonuçta bu hem zor bir süreçtir hem de annenin göğüslerinde birikecek fazla süt acı verici bir hale gelebilir.

Gerçekte emzirmeyi kesmeyi gerektirecek çok az hastalık vardır ve annelere bunu yapmaları gerektiği söylenen en yaygın sorun olan enfeksiyonlar, kesinlikle bunlardan biri değildir. Çoğu enfeksiyon virüs kaynaklıdır ve bu hastalıkların en bulaşıcı olduğu dönem, daha hastalığın belirti verme devresine girmediği, kişinin hasta olduğunu dahi henüz bilmediği süreçtir. Yani annede ateş. burun akması, ishal, öksürük, alerji, kusma gibi belirtilerden biri veya birkaçı ortaya çıkana dek, yüksek ihtimalle hastalık çoktan bebeğe geçmiş olur. Ancak, meme emmek çocuğu enfeksiyonlara karşı korur ve işte tam da bu yüzden, bebeğinizi korumak için onu emzirmeye devam etmelisiniz. Aynı şekilde, boğaz ağrısı gibi bakteriyel enfeksiyonlar da emzirmede bir sorun teşkil etmez.

DOKTORUNUZA SORUN

Soğuk algınlığı, grip ya da bunlara benzer diğer yaygın görülen hastalıklar esnasında emzirmek güvenlidir. Zaten siz hasta olduğunuz zaman bebeğinizi emzirseniz de emzirmeseniz de. aynı ortamda bulunacağınız için o bir şekilde hastalığın kendisine geçmesi riskine maruz kalacak. Ayrıca unutmamalısınız ki: hastalandığınız zaman vücudunuz hastalıkla savaşmak için antikor üretmeye başlar ve bu antikorlar sütünüzle birlikte bebeğinize geçerek onun bağışıklık sistemini de güçlendirirler. Aslında özellikle yeni annelerin en büyük endişeleri hastalıktan ziyade aldıkları ilaçların bebeğe geçmesiyle ilgilidir. Emzirdiğiniz sürece reçetesiz satılsalar bile kullandığınız her ilacı öncelikle doktorunuza danışmayı unutmayın."

SÜTÜNÜZ HER ŞARTTA BEBEĞİNİZİ KORUYOR
Dr. Jack Nevvman emzirme sürecinde sıklıkla görülen hastalıklarla ilgili doğruları ve yanlışları masaya yatırdı:

ATEŞLENİRSEM...
Ateşi çıkan annelerin emzirmeye devam etmesinde hiçbir sakınca yoktur ve ateş düşürücü olarak kullanılan bazı ilaçlardaki asetaminofen ve ibuprofen gibi etken maddeler de bebek açısından güvenlidir. Ancak doğum yapmanızı takip eden ilk haftalarda ateşiniz çıkarsa doktorunuzu aramalısınız. Çünkü bu durum doğuma bağlı bir enfeksiyon ya da ciddi bir komplikasyonun göstergesi olabilir.

Bazı anneler bir tiroit hastalığı olan idiyopatik trombosito-penik purpura gibi otoimmun bir rahatsızlığa sahip olabilirler. Bu. annenin vücudunun kendi dokularını yabancı olarak algılayıp, onları yok etmek için antikor üretmesi durumudur. Bazı annelere bu antikorların süt yoluyla bebeğe geçip onu hasta edebileceği, dolayısıyla emzirmemeleri gerektiği söy lenmiştir. Bu tamamen yanlış bir bilgidir. Sütte bulunan antikorların büyük çoğunluğu IgA tipi antikorlardır ve bunlar otoimmun hastalıklara sebep olmazlar. Ama eğer olsalardı bile. bebeğin vücudunun IgA tipi antikorları emmediği net olarak bilinir.

KUSMA VE İSHALDE SU KAYBINA DİKKAT
Bu belirtilere neden olabilecek hastalıklar kontrol altına alınmadıkları zaman vücudun su kaybetmesine neden olabilirler ve eğer emziren bir anneyseniz bu süt miktarınızın azalmasına neden olur. Kusma ve ishal şiddetliyse ve vücudunuz sıvıyı tutamaz haldeyse mutlaka hemen doktorunuzu arayın.

ÖKSÜRÜĞÜNÜZ DEĞİL ALDIĞINIZ İLAÇLAR ÖNEMLİ
Öksürük soğuk algınlığı ve gribin en sık görülen belirtisidir. Bu hastalıklar her ne kadar bulaşıcı olsa da, emzirmeyi kesmeyi gerektirmezler. Sadece bebeğinizin üzerine öksürmediğinizden emin olun ve alacağınız ilaçlar konusunda doktorunuzla konuşun.

HIV’LI ANNENİN BİLE EMZİREBİLECEĞİ KONUŞULUYOR
Emzirmeye engel hastalıklar arasında şimdilik en kesin olanı annede HIV virüsü bulunmasıdır. Tıp bu konuda daha fazla bilgi sahibi olana kadar, en azından yapay gıdaların bebekte yaratacağı riskler kabul edilebilir ise. şimdilik HIV pozitif bir annenin emzirmesi tercih edilmemektedir. Buna rağmen, yapılan bazı çalışmalarda emzirmemenin riskleri o kadar ciddi boyutlarda çıktı ki, HIV pozitif durumunda bile emzirmenin otomatik olarak seçenekler arasından elenmemesi gerektiği düşünülmeye başlandı. Hatta yakın zamanda paylaşılan bilgiler, bebekleri sadece anne sütü ile beslemenin onları formül mamaya oranla HlV'den daha iyi koruduğu ve en büyük riskin ise kombine besleme (anne sütü ve formül mama) sistemiyle ilişkilendirildiği yönünde. Ancak bu çalışmalar henüz tıp çevreleri tarafından onaylanmış kesin bilgiler değil.

MEMENİZDE PROBLEM VARKEN DE EMZİRİN
Meme enfeksiyonu anlamına gelen mastit. emzirmemeyi gerektirmez. Hatta anne emzirdikçe sorunlu memenin daha çabuk iyileşmesi muhtemeldir. Apse oluşan göğüste bile emzirmeyi kesmeyin. Süt yapan göğsü ameliyat etmek daha zor olsa da, annenin emzirmeyi bırakmasının ameliyat ya da sonrası üzerinde kolaylaştırıcı bir etkisi bulunmaz: zira emzirmeyi bıraktıktan dört hafta sonrasına kadar memede süt üretimi devam eder. Hatta operasyon sonrasında memede gerçekleşecek birikim ve şişkinlik işleri sadece daha kötüye götürebilir. Ancak cerrahınızın operasyon keşişini areola çevresinden yapmayacağından emin olun, çünkü bu süt üretimini ciddi anlamda azaltabilir.

HERHANGİ BİR AMELİYAT SONRASI?..
Emzirmeyi kesmeye gerek yoktur. Sadece ameliyatın şu anda yapılmasının gerçekten gerekli olup olmadığından emin olun. Başka bir tedavi yolu denenebilir mi? Amelİyat bitip uyandığınızda ve kendinizi hazır hissettiğinizde bebeğinizi emzirebilirsiniz. Eğer herhangi bir sebeple sorunlu göğsünüzle emzirmemeniz gerekirse, diğer göğsünüzü kullanın. Kadınların bir memelerinden süt üretiminin dururken diğerinde hâlâ devam edebileceğini unutmayın.






Yorumlar

  1. Emziren anneler için faydalı bir yazı olmuş, elinize sağlık...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

MUTLU VE BAŞARILI BİR OKUL HAYATI MÜMKÜN

14 yıldır devlet okulları ve özel okullarda, eğitim sisteminin müfredat çıkmazına kendini kaptırmadan yepyeni çözümler getirebilmiş cesur bir eğitimci Filiz Yıldırım... Farklı ve “verimli” bir eğitim sistemi oluşturan ve bunu sadece okul öğretimine değil hayatın kendisine uyarlayan bir ekol adeta... Kendisi ile eğitim sistemini ve anne-babaların çocuklarına nasıl yaklaşması gerektiğini konuştuk. - Uzun yıllar devlet lisesi, özel okul ve dershane gibi çeşitli eğitim kurumlarında eğitimcilik yaptınız. Bu süreçte, eğitim sisteminde ve kullanılan yöntemlerde ne gibi eksik ve yanlışlara tanık oldunuz? Belli cümleler var. Ezber cümleler... Onların üzerinden gideyim. Birincisi ve en büyük yanlış: “Her çocuk aynı şekilde öğrenir!” Yani öğretmen; “Zeki çocuk vardır, zekası geri çocuk vardır. Bir öğretmen dersi işler, konuyu kendi yöntemleri ile anlatır. Zeki olan anlar ve sınavdan 100 alır ama diğer öğrenci kadar zeki olmayanlar düşük puan alır. Düşük not alanların daha çok çalışması lazım”

ÇOCUĞUNUZA MATEMATİĞİ SEVDİRİN

Matematik sadece çocukların değil, biz yetişkinlerin de çoğunun sevemediği ya da zor bulduğu bir kavram. Okul yaşamında da en çok sıkıntı yaratan derslerin başında geliyor. Bu önemli ama bir o kadar zor konuya çocuğunuzu okul öncesi hatta bebeklik döneminden itibaren hazırlamanız ve matematiği sevmesinde pay sahibi olmanız mümkün. Okul öncesi dönemde matematik kavramının nasıl geliştiğini, alıştırma ve oyunları ve kaynak olarak kullanabiliceğiniz kitapları bu yazıda bulabilirsiniz. OKUL ÖNCESİ ÇOCUĞU VE MATEMATİK Çocuğun matematik kavramını nasıl algıladığı, matematik kavramının ne zamandan itibaren öğrenilmeye başladığı ve matematik zekâsının gelişimi için sağlanabilecek destekler hakkında bilgileri Gazi Üniversitesi, Mesleki Eğitim Fakültesi, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Anahilim Dalı’ndan Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı Neslihan Avcı ve Hale Dere veriyor.. Matematikle tanışma doğumla başlamaktadır. Bebeklikte nesne devamlılığının kazanılmaya ve basit düzeyde neden-sonuç ilişkiler

ANNE OĞUL İLİŞKİSİNİ DENGELEMEK ÖNEMLİ

Annesinin eşinden ve kayınvalidesinden yakınmalarını çoğu kadın yıllar boyu dinlemiş, hatta dinlemekle kalmamış gözlemiştir. Sonra, kendisi evlenip çoluk çocuğa karışınca, çoğu kez bu yakınmalar daha doğrusu erkek egemen kültürün öğrettikleri, dayatmaları, ilkellikleri kendi hayatlarımızda gerçek olmuştur. Yani çoğumuz kocamızın ve kayınvalidemizin kadını ezen, kadını ikinci cins gören davranışlarına maruz kalmaktayız. Peki, bu kısır döngüyü kırmanın sadece ve de sadece sizin elinizde olduğunu biliyor musunuz? Bir kadın ve bir anne olarak “kraldan kralcı olmanın” lüzumu yok! Gelin erkek ve kız çocuklarımızı önce insan olarak yetiştirelim, erkek çocuklara “Sen kızdan üstünsün” demeyelim, davranışlarımızla... Ya da kız çocuğumuza ”Sen erkek kardeşinden aşağısın" demeyelim davranışlarımızla... Bizim gelinlerimiz eşlerinden ve kayınvalidelerinden sadece mutluluk ve özgürlük tadar olsunlar. Bunun için de de erkek çocuğunuza da tıpkı kız çocuğunuza rahatlıkla söylediğiniz gibi, “Hadi